Ana içeriğe atla

7.Sınıf 1.Ünite Gök Cisimleri Konu Anlatımı

 

Yıldızlar

Yıldızlar arasındaki boşlukta bulunan toz ve gazın birlikte oluşturduğu devasa buluta bulutsu (nebula) adı verilir. Bulutsular, patlayan yıldızlardan saçılan maddeyi içinde barındırır ve koşullar sağlandığında bu maddelerden yeni yıldızlar oluşur.

Orion (Avcı) Bulutsusu

Orion (Avcı) Bulutsusu

Kütle çekimi sayesinde bir arada duran, çoğunluğunu hidrojen ve helyum atomlarının oluşturduğu yoğun gaz kürelerine yıldız denir. Yıldızlar ısı ve ışık kaynağıdır. Yaydıkları bu enerji, dört hidrojen atomunun bir helyum atomuna dönüşmesi sırasında açığa çıkmaktadır. Bu olaya nükleer kaynaşma adı verilir.

Yıldızlar sıcaklıklarına göre sınıflandırılırlar.

Çok sıcak olan yıldızlar mavi renkte olurken, soğuk yıldızlar ise kırmızı renktedir.

Belirli sıcaklık değerlerine göre yıldızların rengi değişmektedir.

Sıcaklıklarına Göre Yıldız Renkleri

Sıcaklıklarına Göre Yıldız Renkleri

Uzayda Uzaklık Ölçümü

Uzayda uzaklıklar ışık yılı birimi ile ölçülür. Işık hızı boşlukta 300.000 km/s'dir. Diğer bir ifadeyle, ışık bir saniyede 300.000 km yol alır. Bir ışık yılı ise, ışığın bir yılda uzayda aldığı yola eşittir ve yaklaşık 10 trilyon kilometredir. Güneş ile Dünya arası ortalama uzaklık 150.000.000 km'dir. Güneş'ten çıkan ışık ışınları Dünya'ya ulaşmak için tam 8,33 dakika boyunca yol almak zorundadır. Yani biz aslında Güneş'in yaklaşık 8,33 dakika önceki halini görüyoruz.


Yıldızların Hayat Döngüsü

Yıldızlar kütlelerine göre iki farklı süreçten geçer. Kütlesi, Güneş’in kütlesinden 10 kat ve daha fazla olan büyük kütleli yıldızlar zaman geçtikçe, önce süper deve, daha sonra süpernovaya ve en sonunda kara deliğe dönüşerek ömürlerini bitirirler.

Kütlesi, Güneş’in kütlesinin 10 katından daha az olan küçük kütleli yıldızlar ise zamanla önce kızıl deve, daha sonra nebulaya dönüşerek patlarlar. Patlamadan arda kalan sıcak çekirdekleri ise önce beyaz cüceye, daha sonrada soğuyarak siyah cüceye dönüşür.

Yıldızların Hayat Döngüsü

Yıldızların Hayat Döngüsü

Takımyıldızlar

Yıldızların gökyüzündeki dizilişlerinin belirli şekillere (hayvan, eşya, mitolojik varlıklar vb) benzetilerek isimlendirildiği yıldız gruplarına takımyıldız adı verilir.

  • Büyükayı
  • Avcı
  • Herkül
  • Andromeda
  • Orion
  • Aquila (Kartal)
  • Lyra (Lir [Çalgı])
  • Cygnus(Kuğu)
  • Ursa Majör (Büyük Ayı)
  • Scorpius (Akrep)
  • Saglttarius (Yay)
  • Enlargyan (inci)

takımyıldızları en çok bilinen takımyıldızlara örnektir.

Güneybalığı, Oğlak ve Kartal yıldızlarının temsili gösterimi

Güneybalığı, Oğlak ve Kartal yıldızlarının temsili gösterimi

Galaksiler (Gök Adalar)

Yıldızlar uzayda tek başlarına bulunmazlar. Her biri çok sayıda yıldızın oluşturduğu bir grubun üyesidir. Büyük yıldız topluluklarının bir araya gelerek oluşturduğu yapıya galaksi (gök ada) denir. Yıldızları oluşturan bulutsular, gezegenler, uydular, kuyruklu yıldızlar ve asteroidler aynı zamanda galaksilerin öğesidir.

Evrendeki maddenin neredeyse tamamı gök ada adı verilen çok büyük gök cisimlerinde bulunuyor. Yıldızlar, gezegenler, bulutsular, kara delikler, beyaz cüceler... Hepsi de gök adaların içinde. Gök adalar o kadar büyük ki her biri milyarlarca yıldız içeriyor. Evrende milyarlarca gök ada olduğu tahmin ediliyor.

 

Galaksi Çeşitleri

Galaksiler yapılarına göre;

  1. Sarmal Galaksiler
  2. Eliptik Galaksiler
  3. Düzensiz Şekilli Galaksiler

olmak üzere üç farklı grupta incelenir.


1. Sarmal Galaksiler

Merkezinden dışarıya doğru çıkan sarmal kollardan oluşan galaksilere, sarmal galaksi denir. Güneş sistemimizin de içerisinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi ve Andromeda Galaksisi sarmal galaksilerdir.

Andromeda Galaksisi (Sarmal Galaksi)

Andromeda Galaksisi (Sarmal Galaksi)


Bu fotoğrafta gördüğünüz, bize en yakın gök adalardan biri olan Andromeda Gök adası. Bu gök ada yakınlarımızdaki en büyük gök adalardan biri. Andromeda Gök adası bir sarmal gök ada. Sarmal kolları olan gök adalara sarmal gök ada deniyor. Andromeda Gök adası’nın bir trilyon kadar yıldız içerdiği düşünülüyor. İçinde yaşadığımız gök ada olan Samanyolu’nun içerdiğinin iki katı kadar...

Girdap Galaksisi
Girdap Galaksisi (Sarmal Galaksi)

Girdap Gök Adası: Bu gök ada girdaba benzeyen şekli nedeniyle bu adı almış. M51 olarak da adlandırılan gök ada, yüz milyardan fazla yıldız içeriyor. Gök adanın kollarında görülen kırmızı renkli bölgelerse yoğun yıldız oluşumunun gerçekleştiği gaz bulutlarıdır. Girdap Gök adası’nın hemen sağında görülen küçük gök adanın adıysa NGC 5195. Bu gök ada Girdap Gök Adası’nın hemen arkasından geçiyor.

2. Eliptik Galaksiler

Parlak bir merkezden dışarıya doğru eliptik bir biçimde genişleyen galaksilere, eliptik galaksi denir. Eliptik galaksiler çok parlak merkezlere ve eliptik bir görünüme sahiplerdir. İçerisinde çok az miktarda toz ve gaz bulunur. Bu nedenle eliptik galaksilerde yeni yıldız oluşumu çok az gerçekleşmektedir. Eliptik galaksiler evrende gözlemlenen galaksilerin üçte birini oluşturur. Küçükayı ve Ocak Galaksileri eliptik galaksilere birer örnektir.

NGC221 Eliptik Galaksisi

NGC221 Eliptik Galaksisi


3. Düzensiz Galaksiler

Düzensiz bir yapıya sahip galaksilere düzensiz şekilli galaksiler denir. Diğer iki grubun yapısal özelliklerini barındırmazlar. Düzensiz galaksilerin belirli bir şekli yoktur. Küçük ve Büyük Macellan Galaksileri düzensiz galaksilere birer örnektir.

NGC 1427A Düzensiz Galaksisi

NGC 1427A Düzensiz Galaksisi


Evren

Uzayı ve uzaydaki tüm madde ve enerjiyi barındıran bütüne evren denir. Evrenin oluşumu George Lemaître’nin temellerini attığı Büyük Patlama Teorisi (Big Bang Teorisi) ile açıklanmaktadır. Bu teoriye göre evren, 13,7 milyar yıl önce büyük patlama ile oluşmuştur. Büyük patlama esnasında tek bir nokta kadar küçük olan evren, patlamadan sonra genişlemeye ve soğumaya başlamıştır. Evren halen genişlemeye devam etmektedir.

Evren (Temsili Resim)

Evren (Temsili Resim)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

7. Sınıf 5.Ünite (Aynalar ve Kullanım Alanları)

  Aynalar ve Kullanım Alanları Aynalar, üzerlerine düşen ışık ışınlarını yansıtan yüzeylerdir. İnsanlar, ışığın yansıma özelliğini belki de ilk olarak suda kendi yüzlerini gördüklerinde keşfettiler. Saydam, pürüzsüz, açık renkli ve parlak yüzeylerin ışığı yansıttığını farkettiler. Bu bilgiyi günlük yaşamlarında kullanmaya başladılar. Örneğin, yazın sıcaktan korunmak için ışığı yansıtabilecek açık renkli giysiler giymeyi yeğlediler. Günümüzde aynalar, arkası cıva ve kurşun karışımı özel bir sırla sıvanmış camdan ya da pürüzleri giderilerek parlatılmış levhalardan yapılır. Günlük yaşamda sık sık aynalarla yüz yüze geliriz. Temiz ve düzenli görünüp görünmediğimizi kontrol etmek için aynaya bakmadan dışarı adımımızı atmayız. Sürücüler dikiz aynası sayesinde daha güvenli bir şekilde araba kullanırlar. Çevremizde sıklıkla gördüğümüz ve kullandığımız aynaların, arkaları alüminyum ya da gümüşle kaplanmış cam ya da yüzeyi pürüzsüz ve parlak hâle getirilmiş metal cisimler olduğunu biliyoruz....

7.Sınıf 5.Ünite (Işığın Soğrulması Ve Yansıması)

  Işık Renkleri Güneş’ten gelen ışık beyaz ışık olarak adlandırılır ve tüm ışık renklerinin birleşmesinden oluşur. Beyaz ışığı oluşturan renklerden kırmızı, yeşil ve mavi ana ışık renkleri ya da temel ışık renkleri olarak tanımlanır ve bu üç rengin birleşmesi beyaz ışığı oluşturur. Diğer tüm renkler de bu ışık renklerinin aynı ya da farklı miktarlarda birleşmesi ile oluşur. Bunun gibi, ana renkleri oluşturan magenta, sarı ve cyan renkleri birleştirildiğine de yine beyaz ışık elde edilir. Hatta tüm ışık renkleri aradaki farklı tonlarına kadar açılabilir. Ama sonuç olarak tüm ışık renkleri birleştiğinde beyaz ışık elde edilir. Aşağıdaki resimde ana renkler ve bu ana renklerin eşit miktarda birleşmesi ile oluşan ara renkler ve tüm renklerin birleşmesi ile oluşan beyaz ışığın gösterimi verilmiştir. Görsel 1. Ana Renkler ve Renk Karışımları Maddelerin Renkli Görünmesi Çevremizde gördüğümüz tüm maddeleri üzerlerine gelen ışığı yansıttıklarından dolayı görürüz. Ortamda ışık yoksa maddeler...

7.Sınıf 2.Ünite (Hücre Ve Organeller) Konu Anlatımı

      Hücre Soğan zarı ve ağız içinden alınan örnek mikroskop ile incelendiğinde birbirine benzer küçük yapılardan oluştuğu görülür. Hücre adı verilen bu yapılar, canlıların canlılık özelliği taşıyan en küçük birimleridir. Hücreler, dikkatli bir şekilde incelendiğinde ise bazı kısımların ortak olduğu görülür. Bu kısımlar  hücre zarı ,  çekirdek  ve  sitoplazma  olarak adlandırılır. Hücre Zarı Hücreyi dıştan sarar. Seçici ve geçirgen yapısı sayesinde hücrenin içi ile dışı arasındaki madde alışverişini kontrol eder. Hücre Çekirdeği Hücre çekirdeğinde, o hücrenin yapısının nasıl olacağı ve faaliyetlerini nasıl yürüteceğinin yazılı olduğu tarifler kitabı yani  DNA  yer alır. Boyumuzdan göz rengimize, kan grubumuzdan ten rengimize kadar pek çok genetik özelliğimiz, gen adı verilen DNA parçalarında yazılıdır. DNA, çekirdeğin içine sığabilmek için bazı özel proteinlerle bir araya gelerek birbiri üstüne katlanır ve dolanmış bir ip yığınını andır...