Ana içeriğe atla

7.Sınıf 4.Ünite (Karışımlar)

 

Karışımlar

Maddeler saf maddeler ve karışımlar olmak üzere iki gruba ayrılır. Saf maddeler elementler ve bileşiklerdir. Karışımlar ise birden fazla element veya bileşiğin kimyasal özellikleri değişmeden fiziksel yöntemlerle bir araya gelmesi sonucu oluşur. Karışımlar homojen ve heterojen karışım (adi karışım) olmak üzere ikiye ayrılır.

Homojen Karışım

Homojen karışımlar, bileşenlerinin karışımın her yerinde aynı oranda bulunduğu ve aynı özelliği gösterdiği tek bir madde gibi görünen karışımlardır. Bu karışımlara çözelti de denir. Tuzlu su, şekerli su ve parfüm homojen karışımlara örnek olarak gösterilebilir.

Heterojen Karışım

Heterojen karışımlar ise bileşenlerinin karışımın her tarafında aynı oranda bulunmadığı ve aynı özelliği göstermediği karışımlardır. Ayran, su - kum karışımı, su - zeytinyağı karışımı heterojen karışımlara örnek olarak gösterilebilir.

Homojen ve Heterojen Karışımlar

Homojen ve Heterojen Karışımlar

Çözeltiler

Bir maddenin başka bir madde içinde gözle görülemeyecek kadar küçük tanecikler hâlinde dağılarak homojen bir karışım oluşturmasına çözünme denir. Tanecikler hâlinde dağılan maddeye çözünen, miktarca daha fazla olan maddeye ise çözücü denir. Çözeltideki bileşenler farklı fiziksel hâllerde bulunuyorsa çözelti ile aynı fiziksel hâldeki madde çözücüdür. Örneğin tuzlu su çözeltisinde katı hâlde olan tuz çözünen, sıvı hâlde bulunan su ise çözücüdür. Tuzlu su ve şekerli su katı-sıvı çözeltilerine, parfüm ve kolonya sıvı-sıvı çözeltilerine, gazoz ve soda gaz-sıvı çözeltilerine örnek olarak verilebilir. Ancak suyun bulunduğu çözeltilerde su herzaman için çözücü olarak ifade edilmektedir.

Çözeltide Çözücü ve Çözünen

Çözeltide Çözücü ve Çözünen

Çözünme Hızına Etki Eden Faktörler

Sıcaklık ve tanecik boyutunun değişmesi çözünme hızını etkiler. Sıcaklık arttıkça taneciklerin hızı artar. Çözünen tanecikleri ile çözücü tanecikleri birbirleri içinde daha hızlı dağılır ve çözünme hızı artar. Çözünenin tanecik boyutu küçüldüğünde ise temas yüzeyi artar.

Çözünen tanecikleri ile çözücü tanecikleri daha kolay etkileşime girer ve birbirleri içinde daha hızlı dağılır. Bu nedenle çözünme hızı artar. Ayrıca karışımın bir karıştırıcı yardımı ile karıştırılması çözünme hızını arttırır.

Çözünme Hızına Etki Eden Faktörler

Derişik ve Seyreltik Çözeltiler

Eşit hacimde çözücü içerisine farklı miktarlarda çözünen eklenerek hazırlanan iki çözeltiden içerisinde az miktarda çözünen bulunan çözeltiye seyreltik çözelti, içerisinde daha çok miktarda çözünen bulunan çözeltiye ise derişik çözelti denir. Seyreltik ve derişik çözelti kavramları çözeltileri birbirleri ile karşılaştırmak için kullanılan kavramlardır ve karşılaştırılan çözeltilerin içerdiği çözünen ve çözücü miktarlarına göre farklılaşabilir. Bir çözeltiyi derişik hâle getirebilmek için içerisindeki çözünen madde miktarı arttırılmalı ya da çözücü miktarı azaltılmalıdır. Bir çözeltiyi seyreltik hâle getirmek için çözücü miktarı arttırılmalı veya çözünen miktarı azaltılmalıdır.

Elektrolit ve Elektrolit Olmayan Çözeltiler

Bir çözeltinin elektrik akımını iletebilmesi için çözelti içerisindeki taneciklerin bu akımı iletebilecek özellikte olması gereklidir. İyonlar yüklü tanecikler oldukları için elektrik akımını iyi iletir. Bu nedenle çözelti içerisinde iyonlarına ayrılarak çözünmüş tanecik bulunan çözeltiler elektrik akımını iletir ve bu çözeltilere elektrolit çözelti denir. Tuzlu su, limonlu su elektrolit çözeltilere örnek olarak verilebilir. Çözelti içerisinde moleküllerine ayrılarak çözünmüş tanecik bulunan çözeltiler ise elektrik akımını iletmez ve bu çözeltilere elektrolit olmayan çözelti denir. Şekerli su, alkollü su elektrolit olmayan çözeltilere örnek olarak verilebilir.

Saf su elektrik akımını iletmez ve yağmur suyu da saf suya en yakın sudur. Ancak toprakta bulunan iyonik yapılı maddelerin yağmur suyu içinde çözünmesi sonucu elektrolit çözelti oluşur. Bu sebeple yağmurlu havalarda elektrik direklerine veya elektrik tellerinin temas ettiği ıslak toprağa yaklaşmamalıyız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

7. Sınıf 5.Ünite (Aynalar ve Kullanım Alanları)

  Aynalar ve Kullanım Alanları Aynalar, üzerlerine düşen ışık ışınlarını yansıtan yüzeylerdir. İnsanlar, ışığın yansıma özelliğini belki de ilk olarak suda kendi yüzlerini gördüklerinde keşfettiler. Saydam, pürüzsüz, açık renkli ve parlak yüzeylerin ışığı yansıttığını farkettiler. Bu bilgiyi günlük yaşamlarında kullanmaya başladılar. Örneğin, yazın sıcaktan korunmak için ışığı yansıtabilecek açık renkli giysiler giymeyi yeğlediler. Günümüzde aynalar, arkası cıva ve kurşun karışımı özel bir sırla sıvanmış camdan ya da pürüzleri giderilerek parlatılmış levhalardan yapılır. Günlük yaşamda sık sık aynalarla yüz yüze geliriz. Temiz ve düzenli görünüp görünmediğimizi kontrol etmek için aynaya bakmadan dışarı adımımızı atmayız. Sürücüler dikiz aynası sayesinde daha güvenli bir şekilde araba kullanırlar. Çevremizde sıklıkla gördüğümüz ve kullandığımız aynaların, arkaları alüminyum ya da gümüşle kaplanmış cam ya da yüzeyi pürüzsüz ve parlak hâle getirilmiş metal cisimler olduğunu biliyoruz....

7.Sınıf 5.Ünite (Işığın Soğrulması Ve Yansıması)

  Işık Renkleri Güneş’ten gelen ışık beyaz ışık olarak adlandırılır ve tüm ışık renklerinin birleşmesinden oluşur. Beyaz ışığı oluşturan renklerden kırmızı, yeşil ve mavi ana ışık renkleri ya da temel ışık renkleri olarak tanımlanır ve bu üç rengin birleşmesi beyaz ışığı oluşturur. Diğer tüm renkler de bu ışık renklerinin aynı ya da farklı miktarlarda birleşmesi ile oluşur. Bunun gibi, ana renkleri oluşturan magenta, sarı ve cyan renkleri birleştirildiğine de yine beyaz ışık elde edilir. Hatta tüm ışık renkleri aradaki farklı tonlarına kadar açılabilir. Ama sonuç olarak tüm ışık renkleri birleştiğinde beyaz ışık elde edilir. Aşağıdaki resimde ana renkler ve bu ana renklerin eşit miktarda birleşmesi ile oluşan ara renkler ve tüm renklerin birleşmesi ile oluşan beyaz ışığın gösterimi verilmiştir. Görsel 1. Ana Renkler ve Renk Karışımları Maddelerin Renkli Görünmesi Çevremizde gördüğümüz tüm maddeleri üzerlerine gelen ışığı yansıttıklarından dolayı görürüz. Ortamda ışık yoksa maddeler...

7.Sınıf 2.Ünite (Hücre Ve Organeller) Konu Anlatımı

      Hücre Soğan zarı ve ağız içinden alınan örnek mikroskop ile incelendiğinde birbirine benzer küçük yapılardan oluştuğu görülür. Hücre adı verilen bu yapılar, canlıların canlılık özelliği taşıyan en küçük birimleridir. Hücreler, dikkatli bir şekilde incelendiğinde ise bazı kısımların ortak olduğu görülür. Bu kısımlar  hücre zarı ,  çekirdek  ve  sitoplazma  olarak adlandırılır. Hücre Zarı Hücreyi dıştan sarar. Seçici ve geçirgen yapısı sayesinde hücrenin içi ile dışı arasındaki madde alışverişini kontrol eder. Hücre Çekirdeği Hücre çekirdeğinde, o hücrenin yapısının nasıl olacağı ve faaliyetlerini nasıl yürüteceğinin yazılı olduğu tarifler kitabı yani  DNA  yer alır. Boyumuzdan göz rengimize, kan grubumuzdan ten rengimize kadar pek çok genetik özelliğimiz, gen adı verilen DNA parçalarında yazılıdır. DNA, çekirdeğin içine sığabilmek için bazı özel proteinlerle bir araya gelerek birbiri üstüne katlanır ve dolanmış bir ip yığınını andır...