Ana içeriğe atla

7.Sınıf 4.Ünite Maddenin Tanecikli Yapısı (1)

 

Atomun Yapısı

Çevremizdeki bütün maddeler atomlardan oluşmaktadır. Maddenin en küçük yapı taşına atom adı verilmektedir. Maddeleri oluşturan bu atomlar moleküller hâlinde ve birbirine yakın hâlde bulunur. Birbiri ile temas hâlinde olan ve molekülleri oluşturan atomlara ise bağlı atom adı verilir.

Atomu Oluşturan Tanecikler

Bir cam çubuk, ipek kumaşa sürtüldükten sonra kâğıt parçalarına yaklaştırıldığında çubuğun, kâğıt parçalarını çektiği görülür. Bu durum elektriksel çekim kuvveti ile açıklanabilir. Başlangıçta her ikisi de yüksüz olan cam çubuk ve ipek kumaş, sürtme sırasında elektriksel yük kazanmış ve bu yük sayesinde de cam çubuk, kâğıt parçalarını çekebilmiştir. Sürtme sırasında elektriksel yüklerin ortaya çıkması, bu yüklerin en başından beri atomların yapısında bulunduğunu gösterir. Bu da atomların yapısında, atomdan çok daha küçük ve yüklü taneciklerin bulunduğu anlamına gelir. Atomun yapısında bulunan bu taneciklerin bir kısmı pozitif, bir kısmı negatif yüklüdür. Atomun yapısında bulunan pozitif yüklü taneciklere proton, negatif yüklü taneciklere de elektron adı verilir.

Atom, merkezde çekirdek ve çekirdeğin çevresini saran elektronlardan oluşur. Çekirdekte protonlar ve nötronlar vardır. Çekirdekteki yüksüz parçacıklara ise nötron adı verilir. Protonlar pozitif elektrik yüklü, nötronlar ise yüksüzdür. Çekirdeğin çevresinde belirli yörüngelerde sabit hızla hareket eden elektronlar, negatif elektrik yüklüdür.


Atomun Yapısını Oluşturan Tanecikler

Protonların ve elektronların elektrik yüklerinin güçleri birbirine eşittir. Buna göre, nötr bir atomda pozitif yüklü protonlar ile negatif yüklü elektronlar birbirini nötrlediği için "Atom yüksüzdür." denir. Örneğin çekirdeğinde 7 proton, 7 nötron ve çekirdeğin çevresinde de 7 elektron bulunduran azot atomunda eşit sayıda pozitif ve negatif yük bulunduğu için nötr hâldedir.

Azot Atomuna Ait Atom Modeli
Azot Atomuna Ait Atom Modeli

Atomda çekirdekte bulunan pozitif yüklü protonlar ile çekirdeğin çevresinde bulunan negatif yüklü elektronlar arasında bir çekim kuvveti vardır. Çekirdeğe daha yakın olan elektronlara uygulanan çekim kuvveti daha fazladır.

Atom Numarası

Bir atomun çekirdeğinde bulunan protonların sayısı, atomun kimliğini belirler ve bu sayıya atom numarası adı verilir. Örneğin karbon atomunun 6 protonu, azot atomunun 7 protonu, oksijen atomunun ise 8 protonu vardır. Bir elementin atom numarası elementin sembolünün sol altına yazılarak gösterilir. Örneğin atom numarası 13 olan ve Al sembolü ile gösterilen alüminyum elementinin atom numarası 13AI şeklinde gösterilir. Aynı elementin atomları için atom numarası aynı iken nötron sayısı ve elektron sayısı farklılık gösterebilir. Örneğin doğada bulunan karbon atomlarının tamamının çekirdeğinde 6 tane proton bulunurken %98,9'unun nötron sayısı 6, %1,1'inin nötron sayısı 7'dir.

Atom Kütlesi ve Atom Hacmi

Bir elektronun kütlesi, protonun ve nötronun kütlesiyle kıyaslandığında oldukça küçüktür. Yaklaşık olarak 1800 elektronun kütlesi, bir protonun kütlesine eşittir. Buna göre, bir atomun kütlesinin büyük çoğunluğunu çekirdekte bulunan proton ve nötronların kütlesinin oluşturduğu söylenebilir. Bir atomun hacminin büyük çoğunluğunu ise elektronlar oluşturur.

Enerji Katmanı

Elektronlar çekirdeğin çevresinde dairesel yörüngelerde hareket eder. Elektronun bulunma olasılığının fazla olduğu bu yörüngelere katman denir. Çekirdeğe yakın olan katmanda bulunan elektronlar, düşük enerjiye sahipken çekirdekten daha uzakta bulunan elektronlar, daha yüksek enerjiye sahiptir. Her bir katman, belirli sayıda elektron içerir. Birinci katmanda en fazla 2 elektron bulunabilirken, ikinci ve üçüncü katmanlarda en fazla 8 elektron bulunabilir. Bir katman tam olarak elektronla dolu değilken, bir sonraki katmanda elektron bulunamaz.

Atomda elektronların bulunma olasılıklarının fazla olduğu katmanlar
Atomda elektronların bulunma olasılıklarının
fazla olduğu katmanlar

Örneğin çekirdeğinde 14 proton ve 14 nötron bulunan silisyum atomuna ait modelde birinci katmanda 2 elektron, ikinci katmanda 8 elektron ve 3 katmanda da 4 elektron bulunur.

Silisyum atomuna ait atom modeli
Silisyum atomuna ait atom modeli


Atom Modelleri

Atom Adının Tarihçesi

MÖ 400'lü yıllarda Yunan filozofları ellerinde herhangi bir bilimsel malzeme olmadan, düşünme ve yorum yapma yeteneklerini kullanarak maddenin yapısını sorgulamış; evrendeki bütün maddelerin, çok küçük ve bölünemeyen parçacıklardan meydana geldiğine karar vermişlerdir. Democritus, maddeyi oluşturan bu parçacıklara bölünemez/parçalanamaz anlamına gelen atom (atomos) adını vermiştir.

Dalton Atom Modeli

19. yüzyılda yaşamış İngiliz kimyacı ve fizikçi John Dalton, atom kavramı üzerine çalışmalar yapmış ve ilk bilimsel modeli tasarlamıştır. Dalton, bütün elementlerin atomlardan meydana geldiğini söyleyerek atomu içi dolu bir küre olarak tanımlamıştır. Ayrıca Dalton, bir elementin tüm atomlarının aynı olduğunu, farklı elementlerin de farklı atomlardan meydana geldiğini ve atomların daha küçük parçacıklara bölünemeyeceğini söylemiştir.

Dalton Atom Modeli
Dalton Atom Modeli

Thomson Atom Modeli

20. yüzyılın başlarında, atom üzerine çalışmalar yapan bilim insanı Thomson, yaptığı deneyler sonucunda atomun yapısında negatif yüklü tanecikler, elektronlar bulunduğunu keşfetti. Thomson bunun üzerine yeni bir atom modeli tasarladı ve tasarladığı atom modelini üzümlü keke benzetti. Thomson'un tasarladığı atom modeline göre negatif yüklü elektronlar, pozitif yüklü alan içerisinde dağınık olarak bulunuyordu. Thomson modelde kekin, pozitif yükleri; üzümlerin ise negatif yükleri temsil ettiğini söylemiştir.

Thomson Üzümlü Kek Atom Modeli
Thomson Üzümlü Kek Atom Modeli

Rutherford Atom Modeli

İngiliz bilim adamı Ernest Rutherford, Thomson Atom Modeli'ni test etmek için bir deney düzeneği hazırladı.

Rutherford'un Pozitif Yüklü Parçacıklar ile İlgili Yaptığı Deney

Rutherford'un Pozitif Yüklü
Parçacıklar ile İlgili Yaptığı Deney

Rutherford, deneyde pozitif yüklü parçacıkları ince altın plaka üzerine göndererek parçacıkların hareketini gözlemlemeyi planlıyordu. Bu deney ile Rutherford, atomun küçük bir çekirdeğe sahip olduğunu ve bu çekirdeğin atomun kütlesinin büyük bir kısmını oluşturduğunu öne sürdü. Elektronlar negatif yüklü, atomlar da nötr olduğu için çekirdek, pozitif yüklü olmalıydı. 1918 yılında Rutherford, atom çekirdeğindeki pozitif yüklü bir parçacık olan protonu keşfetti. Proton ve elektron aynı miktarda elektrik yükü taşıyordu. Bir elektronun elektrik yükü, bir protonun elektrik yükünün etkisini yok ediyordu.

Nötronun Keşfi

Atomun kütlesini inceleyen bilim insanları, elektronlar çok küçük bir kütleye sahip olduğu için atomun kütlesinin, atomun protonlarının kütlesine yakın bir değer olmasını bekliyordu. Ancak sonuç bu şekilde değildi. Atomun kütlesi, protonlarının kütlesinin yaklaşık 2 katıydı. Bu farkı araştıran bilim insanları 1930 yılında çekirdekte protonla birlikte bulunan parçacık olan nötronu keşfettiler.

Bohr Atom Modeli

Danimarkalı fizikçi Niels Bohr, elektronun çekirdek etrafındaki hareketini inceledi. Bohr, elektronların çekirdeğe belirli uzaklıklardaki yörüngelerde hareket ettiğini söylemiştir. Bohr; elektronlara enerji verildiğinde elektronların yüksek enerjili yörüngelere atlayabildiğini, elektronlar enerji kaybettiğinde ise elektronların düşük enerjili yörüngelere atlayabildiğini öne sürmüştür. Bohr'agöre elektronlar, bu belirli yörüngeler dışında hareket edemez.

Bohr Atom Modeli'nde Yörüngelerde Bulunan Elektronlar
Bohr Atom Modeli'nde
Yörüngelerde Bulunan Elektronlar

Modern Atom Modeli

Bohr'dan hemen sonra, bilim insanları belirli bir zamanda elektronların konumunun kesin olarak bilinmesinin mümkün olmadığını keşfetmişlerdir.

Atom modeli, günümüzde Modern Atom Teorisi ile açıklanmaktadır. Modern Atom Teorisi'ne göre elektronun konumu kesin olarak belirlenemezken, bulunma olasılığının yüksek olduğu yerler belirlenebilir. Bilim insanları, elektronun bulunma olasılığının yüksek olduğu yerleri elektron bulutu olarak tanımlamıştır.

Modern Atom Modeli
Modern Atom Modeli

Bilim insanlarının devam eden çalışmaları sayesinde, geçmişte öne sürülen bazı atom modelleri, zaman içerisinde geçerliliğini yitirmiştir. Bazı atom modellerinin ise eksiklikleri tamamlanarak yeni bir model öne sürülmüştür. Bu durum, modelleri öne süren bilim insanlarının hata yapmış olduğu anlamına gelmez. Bilimsel modeller, gözlenen olguları açıkladığı sürece ve açıkladığı ölçekte geçerlidir. Belki de gelecekte yeni yeni atom modeli teorileri öne sürülebilir.

İnteraktif İçerik

Atomun Tarihsel Gelişimi
Tarih Şeridi

İnteraktif İçerik

Bilim Adamlarını Sıralama Etkinliği

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

7. Sınıf 5.Ünite (Aynalar ve Kullanım Alanları)

  Aynalar ve Kullanım Alanları Aynalar, üzerlerine düşen ışık ışınlarını yansıtan yüzeylerdir. İnsanlar, ışığın yansıma özelliğini belki de ilk olarak suda kendi yüzlerini gördüklerinde keşfettiler. Saydam, pürüzsüz, açık renkli ve parlak yüzeylerin ışığı yansıttığını farkettiler. Bu bilgiyi günlük yaşamlarında kullanmaya başladılar. Örneğin, yazın sıcaktan korunmak için ışığı yansıtabilecek açık renkli giysiler giymeyi yeğlediler. Günümüzde aynalar, arkası cıva ve kurşun karışımı özel bir sırla sıvanmış camdan ya da pürüzleri giderilerek parlatılmış levhalardan yapılır. Günlük yaşamda sık sık aynalarla yüz yüze geliriz. Temiz ve düzenli görünüp görünmediğimizi kontrol etmek için aynaya bakmadan dışarı adımımızı atmayız. Sürücüler dikiz aynası sayesinde daha güvenli bir şekilde araba kullanırlar. Çevremizde sıklıkla gördüğümüz ve kullandığımız aynaların, arkaları alüminyum ya da gümüşle kaplanmış cam ya da yüzeyi pürüzsüz ve parlak hâle getirilmiş metal cisimler olduğunu biliyoruz....

7.Sınıf 5.Ünite (Işığın Soğrulması Ve Yansıması)

  Işık Renkleri Güneş’ten gelen ışık beyaz ışık olarak adlandırılır ve tüm ışık renklerinin birleşmesinden oluşur. Beyaz ışığı oluşturan renklerden kırmızı, yeşil ve mavi ana ışık renkleri ya da temel ışık renkleri olarak tanımlanır ve bu üç rengin birleşmesi beyaz ışığı oluşturur. Diğer tüm renkler de bu ışık renklerinin aynı ya da farklı miktarlarda birleşmesi ile oluşur. Bunun gibi, ana renkleri oluşturan magenta, sarı ve cyan renkleri birleştirildiğine de yine beyaz ışık elde edilir. Hatta tüm ışık renkleri aradaki farklı tonlarına kadar açılabilir. Ama sonuç olarak tüm ışık renkleri birleştiğinde beyaz ışık elde edilir. Aşağıdaki resimde ana renkler ve bu ana renklerin eşit miktarda birleşmesi ile oluşan ara renkler ve tüm renklerin birleşmesi ile oluşan beyaz ışığın gösterimi verilmiştir. Görsel 1. Ana Renkler ve Renk Karışımları Maddelerin Renkli Görünmesi Çevremizde gördüğümüz tüm maddeleri üzerlerine gelen ışığı yansıttıklarından dolayı görürüz. Ortamda ışık yoksa maddeler...

7.Sınıf 2.Ünite (Hücre Ve Organeller) Konu Anlatımı

      Hücre Soğan zarı ve ağız içinden alınan örnek mikroskop ile incelendiğinde birbirine benzer küçük yapılardan oluştuğu görülür. Hücre adı verilen bu yapılar, canlıların canlılık özelliği taşıyan en küçük birimleridir. Hücreler, dikkatli bir şekilde incelendiğinde ise bazı kısımların ortak olduğu görülür. Bu kısımlar  hücre zarı ,  çekirdek  ve  sitoplazma  olarak adlandırılır. Hücre Zarı Hücreyi dıştan sarar. Seçici ve geçirgen yapısı sayesinde hücrenin içi ile dışı arasındaki madde alışverişini kontrol eder. Hücre Çekirdeği Hücre çekirdeğinde, o hücrenin yapısının nasıl olacağı ve faaliyetlerini nasıl yürüteceğinin yazılı olduğu tarifler kitabı yani  DNA  yer alır. Boyumuzdan göz rengimize, kan grubumuzdan ten rengimize kadar pek çok genetik özelliğimiz, gen adı verilen DNA parçalarında yazılıdır. DNA, çekirdeğin içine sığabilmek için bazı özel proteinlerle bir araya gelerek birbiri üstüne katlanır ve dolanmış bir ip yığınını andır...